Eğitimsiz yan dal uzmanlıkları mı geliyor?

Eğitimsiz yan dal uzmanlıkları mı geliyor?



Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni torba yasa tasarısı içinde yoğun bakımları ilgilendiren çok önemli maddeler bulunmaktadır.


Bu maddelere göre, belirlenecek kriterleri karşılayan hekimlere herhangi bir eğitim yapılmadan yoğun bakım uzmanlık diploması verilecektir.

Mevcut yasa ve yönetmeliklere göre, tüm anadallar ve yan dallar uzmanlık diplomasını, Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun (TUK) belirlediği şartlarda vermekte iken yeni tasarı ile eğitimsiz uzmanlıkların önü açılmaktadır.

Üyelerinin çoğunluğunun bu yasa ile yandal uzmanlık diploması alması söz konusu olan derneklerin yaptıkları açıklamalar ciddi tutarsızlıklar içermektedir.

Bu açıklamalara başlıklar halinde değinmek gerekirse;

3 yıllık eğitim süresi ile 5 yıllık çalışma süresinin denk olmaması sebebi ile yeni tasarıda uzmanlık için aranan 5 yıl kriterinin 3 yıla indirilmesi istenmektedir.
Çalışma süresinin kişinin mesleki, akademik ve bilimsel gelişimini pozitif ya da negatif yönde etkilenmesi tamamen kişiye bağlıdır. Sadece zaman kıstasıyla bir standardın sağlanması mümkün değildir. Bir dalda uzmanlaşma, bir eğitimcinin gözetiminde düzenli teorik ve pratik eğitimi almakla olur.

Eşitlik ilkesine de vurgu yapılan bu açıklamanın devamında, alınan uzmanlık belgesi sonrası bir gruba mecburi hizmet uygulanırken diğer gruba uygulanmaması istenmekte buna gerekçe olarak da yaş ve aile düzeninin devamı öne sürülmektedir.

Bunları savunanlar, yandal asistanlığı yapmakta olan bizlerin;

*uzmanlıklarını yapmış ve mecburi hizmetlerini tamamlamış kişiler olduğumuzu,
*çoğumuzun ikinci kez mecburi hizmet yapacak olduğunu,
*yan dal eğitimini tamamladığımızda çoğumuzun bahsedilen 38 yaş sınırını aşacağını,
*bizlerin de çoluk çocuk ve aile düzenimizin olduğunu unutmaktadırlar.

Açıklamalarında yoğun bakım yataklarından, hizmet ihtiyacından, kamu yararından ve eşitlikten bahseden derneklerin “Bizim üyemiz mecburi hizmet yapmasın” talebi, kendi içlerinde yaşadıkları çelişkinin en büyük kanıtıdır.

Yine bu derneklerin açıklamalarında, yoğun bakım uzman eksikliği nedeni ile açığın kapatılması gerekliliğinden bahsedilmekte, anadal uzmanlarının yoğun bakımda çalışmalarının hukuken sakıncalı olduğu belirtilmektedir.

Yandal uzmanının olmadığı ünitelerde, ana dal uzmanları yandalın yetkileri ile çalışabilirler ve halen de çalışmaktadırlar. Bu durum yasalar tarafından korunmaktadır. Bu konuda bir eksiklik olsa bile çözüm,neye dayandığını bilmediğimiz, öngörülere göre sayıları 150 ile 300 arası olduğu söylenen kişilere uzmanlık diploması vererek olamaz. Zira bu şartlarda dahi yoğun bakımlar, ana dal hekimlerinin hizmeti olmadan yürüyemez. Aksine çözüm olarak gösterilen bu öneri, planlanan süreç sonunda, yan dal diploması alamayacak uzmanlarının durumunu daha da zorlaştıracaktır.
Kısacası ana dal uzmanlarının yoğun bakımda çalışmasına engel durum yoktur, olsa dahi çözüm bu engellerin kaldırılması olmalıdır. Bu bahane ile yandal uzmanlığı istemenin, hiçbir bilimsel ya da hukuksal dayanağı yoktur.

Yine aynı dernekler üyelerine gönderdikleri maillerinde, bizlerden‘sayıları 50’yi bulmayan hekimler’ olarak söz etmektedirler. Normalde de olması gerektiği gibi anadal uzman sayları ile karşılaştırıldığında azınlıkta olduğumuz bir gerçektir. Lakin çağdaş devletlerde yasalar çoğunluğun çıkarlarına değil hukuka göre tanzim edilir. Bizim bu mücadelemiz de erk sahibi olan yürütme, yargı ve yasama organlarına güvenimiz tamdır.

Geçen hafta sağlık bakanımız tarafından açıklanan Sağlıkta Hedef 2023 Programı ülkemizde AR-GE çalışmalarını ve uzmanların kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Standart bir eğitimin olmadığı yerde kaliteden söz etmek mümkün değildir. Sağlık sektöründeki hedeflere yönelik planları oluşturan birimlerin bu gerçekleri göz ardı etmesi mümkün değildir.

Bir ünvanın nasıl alındığı, ünvandan önemlidir.

Kaynak: Haber7

ÖSYM Tercih Kılavuzu